Yatırımcıların kahraman, çalışanlar ve oyuncularınsa şeytan olarak gördüğü Bobby Kotick, Call of Duty gibi popüler oyunları bünyesinde bulunduran oyun şirketi Activision Blizzard’ın 32 yıllık CEO’suydu.
Hikâyemiz aslında 1991 yılında Kotick ve bir grup yatırımcının, neredeyse iflas etmiş bir yazılım şirketi olan Mediagenic’in bir kısmını satın almasıyla başlıyor. Şirket, Kotick liderliğinde borçlarından kurtularak Activision ismini alıyor ve eğlence anlayışımızı kökünden değiştirecek o yolculuğa başlıyor. Bir yandan da Kotick’in sektördeki en nefret edilen adam olduğu o yolculuğun ilk adımları atılmış oluyor.
Peki Bobby Kotick neden oyun dünyasının en nefret edilen adamı hâline geldi?
Öncelikle Kotick’in yönetim tarzının, iş dünyasında sert ve soğukkanlı olarak bilindiğini söylemekte fayda var.
Hatta Kotick’in söylemleri o kadar sert ki bir görüşmede Activision Blizzard’ın sadece “her platformda her yıl sömürme potansiyeli ve net bir devam oyunu potansiyeli olan, zamanla 100 milyon dolar ve üzeri bir seriye dönüşme hedeflerimizi karşılayabilecek” oyunlar yayınlamak istiyor.
Bu açıklamasında, kullandığı “sömürmek” kelimesi özellikle oyuncular arasında büyük tepki çekmiş ve onun oyunları sadece kâr amacı güden ürünler olarak gördüğünü, oyuncularıysa sömürülecek birer kaynak olarak gördüğünü düşündürmüştü.
Ayrıca Infinity Ward’un kurucuları Vince Zampella ve Jason West’in anlaşmazlıklar soncunda yeni bir stüdyo kurmak üzere Activision Blizzard’dan ayrılmasının ardından Kotick’in, ikiliyi “itaatsiz ve kendini beğenmiş düzenbazlar” olarak nitelendirdiği biliniyor.
Bu ve bunun gibi sayısız olay Bobby Kotick’in kibirli, tehditkâr ve kalpsiz biri olarak görünmesine sebep olarak onun imajını zedeledi.
Ne yazık ki taciz iddiaları da söz konusu.
2021’de açılan bir dava, Blizzard’ın cinsel taciz ve cinsiyet ayrımcılığına göz yuman bir şirket kültürüne sahip olduğunu iddia etti.
Bu dava sonucunda Activision Blizzard çalışanları Kotick’i protesto ederek onu istifaya çağırdılar.
Kotick verdiği bir röportajda, Activision Blizzard’da cinsel taciz iddialarının yanlış olduğunu ve yaşananların “şirketi istikrarsızlaştırmaya çalışan çok agresif bir işçi hareketi” sonucu olduğunu söyleyedi.
Kotick’in zaten oluşturmuş olduğu olumsuz imaj da göz önünde bulundurulduğunda bu açıklamalar, Kotick’in çalışanlarının refahını hiçe sayan bir yönetici olarak görülmesine neden oldu.
Özetle Kotick’in çeşitli durumlara karşı sergilediği sert ve düşüncesiz tutumlar ona karşı büyük bir nefret dalgası yarattı.
Kotick’in özellikle yaptığı açıklamalardaki kâr odaklı yaklaşımı onun acımasız bir kapitalist olduğu algısını yarattı.
Onun bu tarzı, Wall Street’te büyük bir saygı görürken, çalışanlar ve de özellikle oyuncular arasında nefret edilen bir figür hâline gelmesine sebep oldu.
Yani Bobby Kotick’in hikâyesi, başarı ve etik arasındaki ince çizgiyi korumanın önemini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: